Haber

Bülent Tezcan, “Anayasa Değişikliği Tutum Belgesi”ni Paylaştı: “Kapatan ve Açanın Güvencesiyiz”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, ÂLÂ Partisi’nin başörtüsüne ilişkin anayasa değişiklik teklifinin ilk sayısında ortak sunduğu değişiklik teklifinin AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmesinin ardından “Anayasa Değişikliği Tutum Belgesi”ni paylaştı. Tezcan, “Başını örten ve örtmeyenleri endişelendirmeyecek bir düzenleme yapılmasını teklif ettik. Bu tarihi fırsat Cumhur İttifakı, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi için bir fırsattır. Bu konuyu siyasi istismar konusu haline getirmek ve bir sonraki seçimlerin yapılmasını sağlamak için “Bunu herkesin bilmesini istiyoruz. Başını örtenlerin de, açanların da teminatıyız” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Anayasa Değişikliği Tutum Belgesi’ni paylaştı. Tezcan, altı siyasi parti liderinin bugün 11’inci toplantısında yaptığı yazılı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kamuoyunda ‘başörtüsü önerisi’ olarak bilinen Anayasa değişikliği teklifi Anayasa Komisyonu’nda görüşülürken 24.01.2023’te Ala Parti kümesiyle birlikte kuruldan ayrıldık. Bunun nedeni AK Parti ve MHP’nin Amaç, başörtüsü sorununun çözüm değil siyasi istismar olarak kullanıldığı ortaya çıktı.

“ERDOĞAN İÇİN BİR CUMHURİYET TESTİ OLDU”

3 Ekim 2022 tarihinde Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu videosunu paylaşmış; CHP milletvekilleri olarak ‘kadın giyimini siyasetin tekelinden çıkarmak, hukuken güvence altına almak, tartışma konusu olmaktan tamamen çıkarmak ve bu yarayı sonsuza dek kapatmak için’ yasa teklif edeceğimizi ilan etti. Bu adım, Erdoğan’a ve Cumhur İttifakı’nın başörtüsü meselesini kalıcı bir suiistimal aracı haline getirmeye çalışmasına karşı toplumun belirli bir kesiminde oluşan kaygıları gidermeye yönelik samimi bir girişimdi. Bu aynı zamanda Erdoğan için bir samimiyet sınavıydı.

Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun etkin ve etkili desteği ile başörtüsü sorunu fiilen çözüldü. Ancak son dönemde kendi üssünün takviyesini kaybetmeye başlayan Erdoğan’ın çözülen bu konuyu yeniden istismar alanı olarak kullanmaya başladığı da görüldü. Üç önemli gelişme oldu:

“ERDOĞAN ENDİŞE VE KORKU ORTAMI YARATMAYI AMAÇLIYOR”

Öncelikle; Recep Tayyip Erdoğan, ‘Biz gücü kaybedersek, siz kazanımlarınızı kaybedersiniz, başörtüsü yasağına geri dönersiniz’ diyerek kaybetmeye başladığı zeminde bir endişe ve korku ortamı yaratmayı amaçladı. İkincisi; ardından kendisine destek veren iktidar yanlısı ilahiyatçıları harekete geçirdi ve onlar da aynı eksende konuşmaya başladılar. Üçüncüsü, kısmen de olsa AK Parti’den destek alan muhafazakar kesimde samimi bir yaygara koparılmaya başlandı. ‘Bu gerçek mi? AK Parti iktidardan düşerse bu kazanımları kaybeder miyiz?’ Sayın Genel Başkan’a sorular gelmeye başladı.

“ERDOĞAN’IN İSTİSMAR GİRİŞİMLERİNİ DOLDURMAK İÇİN SAMİMİ BİR ADIMLARA İHTİYAÇ VARDI”

Bu noktada toplumun her kesimini rahatlatacak, endişeleri giderecek ve Erdoğan’ın taciz girişimlerini boşa çıkaracak samimi bir adıma ihtiyaç vardı. 3 Ekim 2022’de Sayın Cumhurbaşkanımızın video paylaşımı ve 4 Ekim 2022’de kıyafet yönetmeliği önerisi ile o adım atıldı.

“FAYDA VE İSTİSMAR HEDEFİNİ DE KEŞFETTİLER”

Erdoğan’ın derdinin başörtüsü meselesini çözmek değil, siyasi istismar aracı olarak konuyu gündemde tutmak olduğu anlaşıldı ve bu teklife hemen tepki gösterdi. Bunu bizim için ‘gol pası’ olarak adlandırmakla aslında sömürü ve sömürü amacını ortaya çıkardı.

“SINIF İÇTENLİK TESTİNDEN BAŞARISIZ”

Tasarının kabul edilmesiyle ortalığı dağıtmak mümkünken, daha geniş bir tartışma alanı açarak anayasa değişikliği teklifinde bulundu. Konu sadece başörtüsü ve giyim kuşam iken, aslında Medeni Kanun’da ve Nüfus Kanunu’nda açıkça düzenlenen ve herhangi bir düzenlemeye gerek olmayan ‘evlilik kadın ile erkek arasında olur’ gibi bir madde eklenerek. diğer ayarlamalar. Amacının bir çözüm değil, yokuş yukarı bir sürüş olduğu ortaya çıktı. Samimiyet testinde başarısız oldu.

Erdoğan ve Cumhur İttifakı, Anayasa Komisyonu’ndaki samimiyet sınavında da başarısız oldu. Kötü niyetli niyetler orada da su yüzüne çıktı. AK Parti ve MHP’nin önerisi başörtülüleri korurken, başı açık olanlar için tam bir koruma sağlamıyor. ‘Hiçbir kadın dini inancından ya da tercih ettiği kıyafetten dolayı başını örtmez…’ şeklinde devam eden kararda, başlarını örtmeyenler kastedilmiyor.

Bir diğer konu da başörtüsüne dini inanç esasına göre garanti vereceğiz. Yani o teklifte ‘Bir kimse dini inancından dolayı başını örtmek isterse biz onu koruruz’ deniyor.

Bunu Anayasa’ya bu şekilde koymak, kadınların başörtüsü hakkının sadece dini inanç temelinde güvence altına alınmasını tasavvur etmek demektir. Bu ise dini inançları dışında başka nedenlerle başörtüsü takmak isteyenlerin hakkını garanti etmeyecektir. Aynı zamanda neyin dini inancın gereği olup neyin dine uygun olmadığı konusunda o hak sahibinin niyeti değil, iktidardakilerin görüşleri gündeme gelecektir. Dini inancı tanımlama hakkı yöneticilere bırakılamaz.

“KADINLAR BAŞLARINI HANGİ NEDENLE TUTSUN SİZ HANGİ SEBEPLE TUTMAK İSTİYORSUNUZ, HANGİ NEDENLE AÇIN”

Kadınların dini inançlarına göre ne yapıp ne yapmadıklarını ölçme ve belirleme yetkisi yöneticilere veya devlete ait olmayabilir. Böyle bir düzenleme, iktidar sahiplerine ‘hayır, dini inancınıza göre başörtüsü takmıyorsunuz’ deme hakkı verecektir. Hanımlar hangi sebeple başlarını örtmek istiyorlarsa, hangi sebeple başlarını açmak istiyorlarsa örtünsünler.

Bu yanlış, eksik ve sorunlu teklife karşı CHP ve YETELİ Parti olarak Anayasa Komisyonu’nda değişiklik teklifinde bulunduk. Metinleri üzerinde çalıştık yani farklı bir yeni metin vermedik. Yazılarında ‘başını ört’ yazdılar, biz de ‘başını örtmek de örtmemek de dahil’ dedik. Yani başını örtenlerle örtmeyenlerin acelesi olmasın diye bir düzenleme yapılmasını teklif ettik.

Teklifimiz şudur: ‘Hiçbir kadın, başörtüsü veya başörtüsü dahil, tercih ettiği kıyafet nedeniyle eğitim ve öğretimden, çalışmadan, seçimden, seçimden, siyasi faaliyetten, kamu hizmetine katılmaktan veya diğer temel hak ve hürriyetlerden muaf tutulamaz. kamuya veya özel sektöre ait mal ve hizmetlerden hiçbir şekilde yararlanmamak veya kullanmaktan mahrum bırakılamaz; bu nedenle kınanamaz, suçlanamaz veya rastgele bir ayrımcılığa tabi tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan giyim konusunda devlet kadının başını örtmesine engel olmamak esasına göre gerekli tedbirleri alır.’

Vicdan sahibi olanlara, ‘Yıllardır bu kaygıyı yaşadık, bu acıyı yaşadık’ diyenlere soruyoruz: Bu teklif, başını örtmek isteyen, içeri alınmayan kadınların sorunlarını çözüyor mu? Dün üniversiteler, dün kimler iş yerlerine alınmadı? Bu teklifin hem başını örtenleri hem de örtmeyenleri garanti altına alan bir teklif olduğunu vicdan ve akıl sahibi herkes bilir.

“KAFASINI ISTANIN GARANTİSİYİZ”

Bu bizim teklifimiz. AK Parti ve MHP yönetim kurulu üyeleri bu teklife hayır dedi. Bu tarihi fırsat, iktidardaki Cumhur İttifakı’nın siyasi emelleri uğruna heba edildi. Bu tarihi fırsat, Cumhur İttifakı, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu konuyu siyasi istismar konusu yapma ve yaklaşan seçimlerin malzemesi haline getirme arzusuna kurban edilmiştir.

Ama şunu herkesin bilmesini istiyoruz. Bu işi ne kadar sömürmek isteseler de başarılı olamayacaklar. Teklifimizi kabul etmeseler de, Anayasa Komisyonu’nda yaptığımız değişiklik teklifine hayır deseler de kimse korkmasın. Herkesin hak ve özgürlüklerinin garantörüyüz. Başını örtenin ve açanın teminatıyız.”

FOTOĞRAF: Arşiv

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu